Türkiye ile Yunanistan’ın Hava Üstünlüğü Durumu
Türkiye ile Yunanistan’ın havadaki üstünlüğü nedir ?
Ege Denizi ve adaların jeopolitik önemi tarih buyunca devletleri karşı karşıya getirmiştir. Günümüzde de bu iki komşu ülke yakın tarihte bazı sorunlar nedeniyle 3 kez savaşın eşiğine gelmiştir. Yunanistan saldırgan tavır sergilerken Türkiye sınırları ihlal edilmediği sürece ılıman bir siyaset izlemiştir. Bu sorunların biri de hava sahasının kullanımı ve hak iddiasıdır. Ege Denizi’ndeki sorunlar hukuki ve siyasi sorunlar olarak devletler arasında gerilime neden olmaktadır. Bazı adaların siyasi geleceği, komşu ülkeye yakın adaları silahlandırma isteği, karasularının genişletilmesi, hava sahası gibi konular bu gerilimi yükseltmektedir.
Ege’deki hava sahası üstünlüğü uluslararası hukuk kuralları ile 3 başlık altında toplanmıştır :
1. Ulusal Hava Sahası Genişliği Sorunu
2. FIR (Uçuş Bilgi Bölgesi) Sorunu
3. NATO Ülkelerinin Hava Kontrol Bölgesi Sorunu
Chicago Sözleşmesi’ne göre “sözleşme’nin amaçları açısından bir devletin ülkesi deyimiyle bu devletin toprakları ve bu topraklara bitişik olan yine aynı devletin egemenliği altında bulunan karasularının kastedildiği” maddedi yer almaktadır. Bu maddede ülkenin karada ve denizde devam eden egemenliğinin havada da devam ettiği anlaşılmaktadır. O yüzden bir devletin hava sahasının belirlenebilmesi için önce karasularının belirlenmesi gerekmektedir. Yunanistan Ege Denizi’ndeki bütün adalarda hak iddia ederek karasularını 6 milden 12 mile çıkarmak istiyor. İki devlet için bu bölgedeki durumu her iki taraftan da inceleyelim.
Yunanistan 1936 yılına kadar karasularını 3 mil olarak kabul etmiştir. Daha sonra çıkardıkları kanun ile 6 mil olarak kabul etmişlerdir. Hava sahasını ise 1931 yılında çıkarılmış bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 10 mil olarak resmi gazetede yayımlamıştır. Yunanistan bu durumda “hava sahasının dış sınırının karasularının dış sınırına göre belirleneceği” ilkesine bağlı kalarak karasularında genişleme politikası izlemek istemiştir. 1974 yılında Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekatı çıkarmasında endişeleri artmış ve Birleşmiş Milletler III. Deniz Hukuku Konferansı’nda karasularını 12 mile çıkarma isteğinde bulunmuştur. BM tarafından kabul edilmiştir. Fakat günümüzde Yunanistan karasuları 6 mil ile sınırlı kalmıştır. Hava sahası kullanımı ise 10 mil olarak kalmış ve değişmemiştir. Örnek vermek istersek helikopteri olan bir geminin 10 millik karasularına girmesi ihlal sayılmaz iken bu helikopterin aynı karasularda havalanması ise ihlal olarak kabul edilir.
Türkiye’de ise 3 mil olan milli karasuları genişliği 1986 yılında çıkarılan kanun ile 6 mil kabul edilmiştir. Bunun dışında hükümete jeopolitik denizlerde hak iddia etme yetkisi verilmiştir. Türkiye’nin Ege’de 6 mil, Karadeniz ve Akdeniz’de ise 12 mil genişliğinde karasularında egemenliğini sürdürmektedir. TBMM Yunanistan’ın Ege Denizi’nden yapacak hava ve deniz harekatlarına karşı koyulacak tüm yetkiyi “Türkiye’nin egemenliğini ve çıkarlarını koruma” olarak adlandırıp hükümete vermiştir. Bu karar tüm dünyaya barışçıl bir şekilde verilmiştir.
Türkiye tarafından hava sahası kullanımına baktığımızda “Türk hava sahası kara ülkesi ve karasuları üzerindeki hava sahasından oluşup devletin tam ve münhasır egemenliği altındadır.” ilkesi yer alır. Türkiye’ye ait olmayan hava araçları dışındaki araçlar Ulaştırma Bakanlığı’nın izni ile kullanılabilir. Türkiye bazı nedenlerle hava sahasını uçuşa kapatma yetkisine de sahiptir. Edindiğimiz bilgiler dahilinde Türkiye Uluslararası hava hukukuna paralellik sağlayarak deniz sularında ve hava sahasında tam ve mutlak hakimiyet sağlamıştır. Yunanistan’ın 6-10 mil arasındaki hava sahası genişliği Türkiye ve ABD tarafından kabul edilmeyip herhangi bir Yunan yetkiliden izin almaksızın neden belirtmeyip uçuşlar icra edilmiştir.
Özetle günümüzde Ege Denizi’nde yaşanan krizleri 2 ülkenin de Üyesi olduğu NATO çözüme kavuşturmalıdır. NATO’ya üye ABD ve Avrupa ülkelerinin bu denizlerde önemli üsleri bulunmaktadır.